Share This Article
Sağlıklı beslenme, genellikle insan vücudunda mevcut olan olumsuz bir durumu düzeltmek veya iyileştirmek, kilo problemlerinden kurtulmak, herhangi bir rahatsızlığı önlemek ya da sağlıklı yaşam amaçlı bir süreç olarak değerlendirilir. Nasıl ki karaciğerimizi, böbreklerimizi kalbimizi yani organlarımızı korumak ve onların fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirmelerine yardımcı olmak için beslenme önerileri varsa, beynimizi korumak ve onun bilişsel aktivitelerini geliştirmek için de çok sayıda öneri mevcuttur. Sağlıksız beslenme ise tüm vücudumuza zarar verdiği gibi beynimizi ve fonksiyonlarını da olumsuz etkiler. Beyin, insanın hayatı boyunca kullanabileceği becerilerin, bilişin (dikkat, düşünme, algı, bellek gibi), çevresiyle olan ilişkilerinin, öğrenme kapasitesinin, düşüncelerinin hatta kişiliğinin dahi oluştuğu kompleks bir komuta merkezidir. Bu merkez, çevreyi beş duyu organıyla algılamayı, düşünmeyi, hissetmeyi, hareket etmeyi ve birçok zihinsel aktivitenin meydana gelmesini sağlar. Beynimiz, anne karnından başlayıp çocukluk dönemine kadar gelişiminin büyük bir kısmını tamamlar. Bu gelişim, geç ergenlik dönemine kadar devam eder.

Anne Sütü Bilişsel gelişimde genetik ve çevresel faktörler etkili olduğu gibi, beslenmenin de direkt etkilerinin olduğu, birçok araştırmayla ortaya konmuştur. Hayatın erken dönemlerinde oluşan beslenme şekli, çocuğun sonraki yıllarında akademik performansını da doğrudan etkiler. Özellikle anne karnından itibaren, ilk iki yıl içerisinde beslenme şekli çok önemlidir. Anne sütü ile beslenen çocukların, anne sütü içmeyen emsallerine göre öğrenme becerileri, zekâları, IQ puanları, motor gelişimleri ve zihinsel gelişim hızları daha yüksektir. Anne karnında ve bebeklik döneminde yetersiz ve dengesiz beslenen çocuklarda beyin, yapısal ve fonksiyonel olarak olumsuz etkilenir. Dolayısıyla bu çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği görülebilir.