Share This Article
Zekâ konusunda birçok tanım yapılmakla beraber uzmanlara göre, kişinin öğrenme kapasitesi ile öğrenilmiş bilgilerin toplamının; görülen değişikliklere başarılı bir şekilde uyum sağlayabilmeyi mümkün kılan zihinsel aktivite diyebiliriz. Yani tüm öğrendiklerimizi bir odaya doldurduğumuzu düşünelim. Bir problem ile karşılaştığımızda o problemin çözümü ile ilgili elimizde ne var diye odamızın içine bakarız. Yeterli veri varsa ve biz de onu nasıl kullanacağımızı biliyorsak sorunun üstesinden gelmiş oluruz. İşte burada odamızın içindeki veriler, aslında bizim hafızamızı temsil eder ve bu verileri nasıl kullandığımız ise zekâmızı temsil eder

İnsanlar için zekânın üst düzey olması her zaman toplum tarafından hayranlık uyandıran bir durum olmuştur. Bilişsel yetkinlik altındaki beceriler, belli başlı sorularla test edilmeye çalışılmıştır. İnsanlığın varlığıyla birlikte bu konunun üzerine çalışmalar, farklı amaçlar doğrultusunda da olsa zekâ ile ilgili ölçümlerin yapıldığı düşünülmektedir. Tarih boyunca gerek geleneksel yapıda olsun gerek bilimsel yapıda olsun, insanların merak ettiği; iyi potansiyelden nasıl faydalanabilecekleri olmuştur. Bunun için de kendilerine göre test yöntemleri kullanmışlardır. Tüm bu süreçte asıl ulaşılmak istenen şey, soyut bir kavram olan zekânın, gerçekçi bir şekilde ölçülebilirliği üzerine çalışmak olmuştur.Zekâ konusunda birçok tanım yapılmakla beraber uzmanlara göre, kişinin öğrenme kapasitesi ile öğrenilmiş bilgilerin toplamının; görülen değişikliklere başarılı bir şekilde uyum sağlayabilmeyi mümkün kılan zihinsel aktivite diyebiliriz. Yani tüm öğrendiklerimizi bir odaya doldurduğumuzu düşünelim. Bir problem ile karşılaştığımızda o problemin çözümü ile ilgili elimizde ne var diye odamızın içine bakarız. Yeterli veri varsa ve biz de onu nasıl kullanacağımızı biliyorsak sorunun üstesinden gelmiş oluruz. İşte burada odamızın içindeki veriler, aslında bizim hafızamızı temsil eder ve bu verileri nasıl kullandığımız ise zekâmızı temsil eder. İnsanlar için zekânın üst düzey olması her zaman toplum tarafından hayranlık uyandıran bir durum olmuştur. Bilişsel yetkinlik altındaki beceriler, belli başlı sorularla test edilmeye çalışılmıştır. İnsanlığın varlığıyla birlikte bu konunun üzerine çalışmalar, farklı amaçlar doğrultusunda da olsa zekâ ile ilgili ölçümlerin yapıldığı düşünülmektedir. Tarih boyunca gerek geleneksel yapıda olsun gerek bilimsel yapıda olsun, insanların merak ettiği; iyi potansiyelden nasıl faydalanabilecekleri olmuştur. Bunun için de kendilerine göre test yöntemleri kullanmışlardır. Tüm bu süreçte asıl ulaşılmak istenen şey, soyut bir kavram olan zekânın, gerçekçi bir şekilde ölçülebilirliği üzerine çalışmak olmuştur.