Share This Article
Balon şişirdiğinizde yanınızdaki bazı insanlar, gözlerini kısarak bakar ve gerginleşir. Çünkü balonun şişerken veya patlarken çıkardığı sesi, korkunç bir şeyle ilişkilendirmeyi öğrenmişlerdir. Tüm bunlar, “Klasik Koşullanma” adını verdiğimiz bir durum sonucu ortaya çıkan, sayısız insan davranışlarından sadece birkaçıdır. Çağrışımlarla öğreniriz. Zihnimiz, art arda gelen olayları doğal olarak birbirine bağlar. Ve bu sayede birbiri ardına gelecek olaylar öğrenilmiş olur. Öğrenmenin klasik koşullanma teorisi, yaklaşık 100 yıl önce psikoloji tarihinin ünlü isimlerinden olan Ivan Pavlov tarafından geliştirilmiştir.

Pavlov köpek deneyleri ile olaylar ve nesneler arasında bağ kurulduğunu açıkça göstermiştir. Deneyde, bir eliyle köpeğine et verirken diğer eliyle de bir zili çalar. Köpek, başta bunu anlamaz çünkü zil, onun için bir şey ifade etmiyordur ve eti yemekten başka bir şeyle ilgilenmiyordur. Fakat birkaç defadan sonra köpek, ne zaman zil çalsa arkasından et gelmese bile salya akıtarak tepki vermeye başlamıştır. Bir süre sonra artık köpek, zil sesi ile et arasında bağ kurmuştur ve ete gösterdiği salya tepkisini zile de göstermiştir.